Ustam, “kimseye nazlanma” dedi
Sordum bir ara ustama: “Ustam, kime nasıl davranalım?“
Ustam düşündü, taşındı, daha doğrusu taşınacak gibi durdu… “Taşınırım ben büyük ihtimalle,” demeye getirdi. “Taşınmak lazım,” diye de geçirdi içinden…
“Guzum,” dedi, “Çok yakın dost bildiğin de olsa, öğrencin de olsa, akrabalarından da olsa, yanında çalışanlar da olsa, uzağında çalışanlar da olsa kimseye ‘nasılsa nazımı çeker’ düşüncesiyle ayar vermeye çalışma, onlara sitem etme, onları hizaya sokmaya çalışma. Sonra oturup kendine demediğin kalmaz, kahrından ölürsün. Kimse senin kahrını çekmek zorunda değil. Ve hatta sonra dımdızlak kalırsın ortada…”
“İyi de, ustam,” dedim, “karnından konuşanlardan, arkadan laf söyleyenlerden daha kötü değil ki bu?“
Deyince ustam sinirlendi ve bu sefer gerçekten taşınmak istedi.
“Guzum, insanlar karnından konuşanları seviyor, dalağı dışarda olanları değil. Yalnız kalmayı göze alıyorsan git istediğin gibi davran herkese,” deyiverdi.
“Çay içecek misin?” diyecektim, bardağı elinde kırılmış, eli kanıyordu. Eline müdahale etmek istedim, eline yaşları döküldü gözünden. “Bırak, gözyaşı şifadır, dökülsün,” dedi.
M’S
Mustafa Süs'ün kişisel blogu sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
