Okudukça Adaletten Uzaklaşanlar
Okuyan insanların en belirgin özelliği adil olmalarıdır.
Okuyan yani ilim tahsil eden insanların… Diploma için okuyanın da onunla birlikte kitap okuyanın da, tabiatı okuyanın da, bir sarraf hassasiyeti ile insanları okuyanın da, hepsinin adil olması beklenir.
Adalet sadece yöneticilerden, hakimlerden beklenmez.
Bir baba da adil olmalıdır, ana da, öğretmen de, genç de, ihtiyar da… Hasılı aklı eren herkes adil olmalıdır.
İllâ ilim tahsil etmesine gerek de yoktur insanın.
Kendisine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma! düsturu herkese gerekli olan bir şeydir.
Kendisine adalet bekleyen herkes, herkese karşı adil olmalıdır.
Olmazsa, iki yüzlü olur, olmazsa bencil olur, üçkağıtçı, sahtekar olur.
Olaylara bakış açımız bile bizim adalet imtihanından nasıl geçeceğimizi gösterir.
Ülkemizde mektep görmeyen insanların feraseti maalesef okuyan insanların ferasetinden kat kat daha üstündür.
Bir köylü ineklerine su verirken eşit miktarda verir, birine suyu az verse içine oturur bu adaletsizlik.
Yalancı çobana itimat etmez meselâ bir köylü. Bilir onun sürekli yalan söyleyeceğini. Doğru da söylese güven kalmamıştır artık.
Kandırılmayı hazmedemez mektep görmemiş insanlar.
Toptancı bakış açısıyla bir şeye ya tam iyi ya tam kötü denmez. Bunu okul görmemiş insanlar daha iyi bilir.
Başta söylediğimiz gibi okuyan İnsanların daha ferasetli olması, beklenilen bir davranıştır.
Günümüzde ne yazık ki bu durumda olan çok az insan vardır.
Okuyan insanlar, birden fazla diploması ile övünen insanlar, elinden kitap düşmeyen insanlar kendilerinden olan insanlara karşı aşırı müsamahakâr olurken kendisi gibi düşünmeyen insanlara karşı oldukça acımasızdır.
Adalet tam da bu durumda gereklidir.
Haksız olan baban dahi olsa doğruyu söyle der tüm dinler.
Haklı olan düşmanın de olsa hakkını teslim edeceksiniz.
Yoksa ne okumak işe yarar, ne ilim tahsil etmek, ne diploma almak…
İlimle ferasete ulaşmak mümkündür ama ferasete ulaştırmayan ilim sadece yüktür.