“Aman hocam, ilkokulda ve ortaokulda okunan kitaplar hiç unutulmuyor, o yüzden çocuklara kitap okutmak gerçekten çok önemli.”

Kütüphane ile ilgili konuşuyorduk arkadaş ortamında, ağabeyimizin biri bizimle tecrübesini böyle paylaştı.

Bir diğer hocamız da dedi ki:

“Ne tuhaf zamanlarda yaşıyoruz, kütüphanesi olmayan evler var, okullar var.”

Haydi, okulları anladık da…

Evde kütüphanenin ne işi var Allah aşkına hocam?

Evde kütüphane demek diğer konforlardan kısmak demek değil midir?

Mesela çay bardağı normal olursa, kahve fincanı sıradan olursa, yemek çatal bıçak takımı normal olursa, evde mobilya az olursa veya eski olursa herkes kınar.

Gelen misafirler rahatsız olur.

Ne o öyle normal bardaktan çay içmek, normal fincandan kahve içmek?

Hem fotoğrafını da çekip atacağız belki sosyal medyaya…

Bilmem kiminle kahve keyfi falan diyerek…

Tamam, öyle diyorsun da…

Kaç insan utandı evde kütüphanesi olmadığı için ve kaç misafir kınandı gittiği evde kütüphanesi yok diye?

Haklısın ne diyeyim?

İroniyi bir kenara bırakırsak değerli okurlarımız…

Ana babanın evlatlarına bırakacağı en büyük miras güzel ahlaktır buyuruyor Peygamberimiz (S.A.V)

Güzel ahlak mirası görgüyle bırakılır, ilimle bırakılır, kitap okuyarak, kitap okutarak bırakılır.

Düşünsene evde yığınlarca kitap var ve çocuk bunları görüyor…

Raftan düşeni düzeltmek için baksa bile bir cümle öğrenir.

Peki, o son model fincandan ne öğrenecek?

Evlere yapılan masrafın yüzde yirmi beşi ile zengin bir kütüphane kurulamaz mı?

Mobilya mağazalarında kütüphane için raf bulamadım diye yakınıyordu arkadaşımız.

Televizyonlar için var mobilya hem de son sistem. Bilgisayarlar için var… Ama kitaplar için yok.

Talep yok ki arz olsun.

Ayda bir kişi sorsa bile yeter.

Arkadaş ortamında “okulumuzda kütüphane var ama kitap yok içinde” deyince arkadaşımızın biri hemen telefona sarıldı.

“Hayaller Kuruyoruz” adında bir dernek varmış.

Hemen iletişime geçtik.

Okullara hayaller kuruyorlar. Hayallerimiz kitaplarımız…

Bir ay gibi kısa sürede geldiler, kitaplarıyla birlikte, hayallerini kurdular gittiler.

Dedim kaynağınız ne?

Kitabı dert edinen insanlar destek oluyorlar, bizler de gelip kütüphaneyi kurup gidiyoruz, dediler.

Düşünün, senin benim çocuğumu dert ediniyorlar, sıcak yuvalarından kalkıp kilometrelerce yol aşındırıp geliyorlar.

Bu tür dernekleri örnek almalıyız, bunlara destek olmalıyız.

Dernekleri, vakıfları sıçrama tahtası olarak kullanmak yerine, onların aracılığıyla okullara kütüphaneler kurmalıyız.

Bu memleketi ilelebet kurtaracak yegâne işlerden birisi de kitaba, kütüphaneye verilen değer olacaktır.

Avrupa’da radyolojinin kurucusu olan Madam Curie, “Müslüman Endülüs’ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Şayet yakılan iki milyon kitabın yarısı kalsaydı çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olacaktık. Orada bilim sıfırlanınca, biz yeniden sıfırdan onların yüzyıllar önce keşfettiği şeyleri bulmaya çalıştık ve yüzyıllar kaybettik.” Diyor.

Facebook yorumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir