Gerçek yüzlerini gördük (Diriliş Postası)


Gerçek yüzlerini gördük

 

Hani ‘verilmiş sadakamız varmış’ denir ya…

Bu durumda işin boyutu çok daha fazla.

Bir an düşünün…

Her önüne gelene;

“Yargılanacaksın!” diyen zihniyetin kazanmış olduğunu…

Yargılanacaksın, diye tehdit ettikleri insanlar kimler biliyor musunuz?

Normal senin benim gibi kendi ideolojisine uygun siyasi hareketi destekleyen ve bunu beyan eden ve o hareket için oy toplamaya çalışan insanlar.

Oysa bundan doğal ne olabilir?

Eğer bu yargılamak için bir sebep ise tehdit ettiğin için senin hemen yargılanman lazım değil mi?

Hayır, onlar için yargılanma da neymiş? Onlar bu ülkenin ne yaparsa yapsın dokunulmazlık zırhına bürünmüş şımarık, serseri, soytarı insan tipidir.

Onlar kendilerini ayrıcalıklı olarak görürler.

Bu ülkenin nimetleri sadece onlara helaldir. Onlar dışında hele ki muhafazakâr camiaya her şey haramdır.

Gözümüzün içine baka baka, “15 Mayıs’ta görüşeceğiz!” dediler ya…

“Sokağa bile çıkamayacak hâle getireceğiz sizleri!” dediler.

Neye dayanarak diyorlar bunları?

Ellerinde yargı kararı mı var?

İllegal işler mi yapılmış?

Yapılan tek şey sosyal medyada etkin olmak.

Önüne gelen herkese saldırıyorlardı. Sözle saldırı yetmiyor fiziksel şiddet bile uyguluyorlardı.

Şalvarlı gör saldır, başörtülü gör saldır. Arabasında Uğur Işılak dinleyene bile saldırdılar.

Daha neler göreceğiz derken seçim bitti şükür.

Bitti ama sinsice çekilir gibi yaptılar.

Kaybedince gözlerinden ateş çıkmaya başladı.

Deprem bölgesinde yaşayan insanlara saldırmaya başladılar.

Üç beş kuruş yardım yapmışlardır onu da burunlarından fitil fitil getirdiler.

“Teröristle iş tutana niye oy vermedin” diyecek kadar alçaklaştılar!

Hem teröristle iş tutana oy verdiler hem de oy vermeyene saldırdılar.

Bunlarla imtihan olmak gerçekten zor.

Nasıl baş edeceğiz bunlarla, bunun bir kılavuzu da yok.

Derviş değiliz ki ”Yâ sabır” çekerek yolumuza devam etsek.

Özgürlükler vadediyorlardı meydanlarda.

Kalp yapıyorlardı elleriyle ergenler gibi.

Biz gelirsek her yer güllük gülistanlık olacak, diyorlardı.

Gençlere özgürlüğü biz vereceğiz, diyorlardı.

Allah aşkına hangi genç ne yapmak istiyor da engel olunuyor, sorusuna verdikleri cevap yoktu ama o gençlerin ebeveynlerini sürekli tehdit ediyorlardı.

Genç kardeşler de çıkıp;

“Siz kimsiniz, kimi tehdit ediyorsunuz?” diye sormuyordu.

Gençleri de korkuttu bunlar.

Öyle dönmüş ki gözleri, saldırmadık kimse bırakmadılar.

Saldırmaya devam ediyorlar.

Düşünün onlar gelmiş olsaydı şu an herkes tedirgin bir hayat yaşıyor olacaktı.

O özgürlük vaatlerine kanan gençlerin annesi veya babası tehdit altında olacaktı.

Yirmi yıldır özgürlüğün de şımarıklığın da dibini bulan bu zihniyet başa gelirse ilk önce o gençlerin hayatını karartacak!

Yaşlısıyla genciyle, topyekûn bir mücadeleyle;

Teröristlerle iş birliği yapanlara, herkesi tehdit edenlere, asacağız keseceğiz diyenlere ‘dur’ dememiz gerekiyor!

Unutmayın, onlar gelirse hayatımız böyle rutin bir şekilde devam etmeyecek.

Gayrimeşru olan ne varsa hepsine özgürlük, ahlaki olan ne varsa hepsine kısıtlama gelecek.

Genç kardeşim!

Paylaştığı bir yazı yüzünden sürekli tehdit edilen annenin babanın başına neler gelecek, bunu biliyor musun?

Onların kitabında kendileri gibi olana güzellikler var, kendileri dışındaki herkes dünyanın en kötü yaratığıdır…

Tefekkürler Türkiye!

Facebook yorumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir