ÇOCUĞUNUZA KIYIN!
Karnelerin dağıtılmasına az bir zaman kala velilerimizi bir sıkıntı almış görünüyor.
Doğaldır.
Ne güzel sabah çocuk okula gidiyor akşama kadar analar babalar evde rahat rahat işlerine bakıyor, günlerine gidiyor, çocuklarının onları rahatsız etmesinden kurtuluyorlardı.
Oysa şimdi üç aylık bir dönemde çocuklarıyla yüzleşecekler.
Kimi aileler kurs arayacak, kimisi yaz okullarına gönderecek, kimisi çocuklarını spor ve diğer sosyal aktivitelere gönderecek, çocuklarının akademik yönünden ziyade fiziksel ve sosyal yönden de gelişmelerini sağlayacaklar.
Bunlar takdire şayan işler.
Ayrıca bazı mütedeyyin aileler çocuklarını Kur’an kurslarına gönderecekler, manevi yönden gelişmelerine katkıda bulunacaklar.
Yaz tatilinde çocuklarını terziye, berbere, tamirciye, tesisatçıya göndermek isteyen bir veliye henüz rastlamadım.
Evde tek başına kalacak bir çocuk kendi kendine karnını doyuramıyorsa, söküğünü dikemiyorsa, çay demlemeyi, melemen yapmayı bilmiyorsa o çocuk en iyi üniversiteyi kazansa ne olur ki?
Evde bozulan bir çeşmeyi, elektrik prizini tamir edemeyen, bahçedeki domatesin suyunu veremeyen, kendi kendine oyuncaklar icat edip oynamayan çocukların yetenekleri nasıl gelişebilir?
Oyuncak marketten, sebze manavdan gelirse, tamir edilecek eşyalar servis çağrılarak tamir edilirse bizim Avrupalılardan ne farkımız kalır?
Çocuklarınıza kıyın!
Onlara kıymazsanız yarın onlar için büyük bir boşluk inşa ediyorsunuz demektir.
Beş vakit namazını camide kılan dindar bir babanın camiye giderken sabah, çocuğunun uykusuna kıyamayıp onu cehenneme hazırlaması gibi, sizler de çocuklarınızın erken yaşta yeteneklerini geliştirecek aktivitelerde bulunmasına mani olursanız ileride mani söylersiniz yalnızca…
Çocuğunuza erken yaşta vereceğiniz özgüven onun ileriki yaşlarda kendine güvenmesini sağlayacak.
Bu o kadar açıkken ve somut örnekleri varken hala elini sıcak sudan soğuk suya sokmama konusunda ısrarcıysanız, silik, kendine özgüveni olmayan, pasif nesiller yetiştirirsiniz.
Üniversite için başka şehre giden kocaman çocuğun evini tutmak, onu yerleştirmek için peşinden gidin ki çocuğunuz kendini sahipsiz hissetmesin, siz geri dönerken de hüngür hüngür ağlasın.
Yok öyle!
Sahipsiz hissetmeli ki, sizin başınıza herhangi bir şey geldiğinde Allah korusun, o çocuk kendi ayaklarının üzerinde durabilsin, düşünce elini tutacak birilerini aramasın etrafında, kendisi kalkabilsin ayağa.
Yapabilirsiniz. Yapanlar var çünkü!
 

Facebook yorumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir