Turgut Özal’a Vefasızlığım (Öykü)


Turgut Özal’a Vefasızlığım
Hiç unutmam daha önce de yazmıştım…
Bundan kaç yıl önceydi bilmiyorum, üniversite sınavına girmek için köyden Kayseri’ye gittim.
Eskiden ilçede sınav olmazdı, küçük ilçelerde hâlâ yok.
Bir gün öncesinden giderdik sınava, sabah zor olmasın diye.
Kayseri merkezde arkadaşlarla dolaşırken bir haber duyduk.
Turgut Özal ölmüş dediler.
Turgut Özal ya… Devletin başındaki isim…
Verdiğimiz tepkiye bakın: Sınav ertelenir mi acaba? Tek endişemiz buydu…
Düşünün…
Okuduğumuz İmam Hatip evvel Allah’ın sonra onun sayesinde açık!
Kur’an Kursları onun sayesinde açık.
Kenan Evren diyor ki, bu başörtülüler aldı başını gidiyor, buna bir önlem alalım…
Ona verdiği cevap: Kocaman Cumhurbaşkanı bir metre bez ile mi uğraşır paşam boşver kim ne istiyorsa onu taksın…
Yani bizler o küçücük aklımızla bizden değil diye, bizden ayrılıp başka parti kurdu diye Özal’a kafa tutuyor, onun ölmesine zerre kadar üzülmüyor ve hatta içten içe seviniyoruz…
Sınav bitti köye geldim, baktık haberlerde, gazetelerde Özal’a methiyeler diziyorlar…
Kalabalık ve bizden insanların çok olduğu bir ortamda…
”Kör ölür badem gözlü olur kel ölür sırma saçlı olur.” dedim de beni nasıl sevdilerdi yanımdakiler, epey de güldülerdi lafı gediğine koydun dedilerdi.
İncilli Çavuş derlerdi bana çocukken, orada da dediler. Lafazan derlerdi. Cebinde lafı derlerdi.
Nasıl mutlu olurdum…
Büyük bir utanç levhası takmışım bağrıma…
Utanmam gereken yerde mutlu oluyorum.
Ne acı! Aklıma geldikçe yerin dibine giresim geliyor.
Yanlış anlamayın şuan günah çıkarmaya çalışmıyorum.
Örnek alınsın diye yazıyorum o utanç zamanlarını.
Neymiş efendim, Özal’ın eşinin başı açıkmış da, Özal şort giyiyormuş da…
Avrupa’da bir üniversitede fahri doktorluk unvanı alırken giydiği cübbeyi papaz cübbesi diye yutturmaya çalıştılar da biz de yutmuştuk ya…
Özal mı papaz mı? demiştik.
Rüyama girmişti bir keresinde…
Hiç unutmam! Utanmıştım da yanında, bizler buğz etmeyiz yavrum demişti bana.
Nasıl mutlu olmuştum.
Sen tut ülkeyi baştan ayağa kalkındırmaya çalış, insanlar dinlerini yaşama konusunda özgür olsunlar.
Allah demenin bile yasak olduğu zamanlar geride kalmış…
Önemli yanlışlar olmadı mı? Elbette oldu.
Çürümüş bir gemiyi dalgalı denizde yüzdürmeye çalışırken yanlış yapmayacak bir babayiğit varsa buyursun geçsin öne…
Bu vesileyle Rabbim’den rahmet diliyorum kıymetini yaşarken bilemediğim büyük devlet adamına…
Mekanı cennet olsun…
Ahirette Allah fırsat verirse yanına gitmek istediğim nadir kişilerden biri…
Mustafa Süs

Facebook yorumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir