TABİAT VE ŞEHİR (Deneme)



TABİAT VE ŞEHİR
Tabiat hissi geliştirir, şehir akıl ve zekayı geliştirir, diyor İbni Haldun emmim…
Kurnazlığı ve riyakarlığı da peşinden getirir, stratejik düşünmeyi sağlar akıl ve zekâ.
Sürekli insanlarla mücadele ettirir, galip gelme, yenilince tekrar ayağa kalkma gibi müsabakaları beraberinde getirir şehir hayatı.
Dişini sıkan çakalların zayıf anını yakalamak istediği gibi avının, yumruk sıkıp yumuşak karın aramak için kullanır zekasını şehir insanı.
Oysa tabiat insanı bu tür şeyleri bilmez de heves de, tenezzül de etmez bu tür şeylere.
Tabiat insanı gözlem yapar yukarıdan!
Aşağıda birbirini yiyenlere gereğinden fazla güler, ölüm var der bağırarak, duyan olmaz.
Kendisini tanrı gibi olana ölümün olduğunu ancak ölüm hatırlatır çünkü, ölüm gelince de zaten herkes her yaptığı çakallıktan ötürü pişman olur ama iş işten geçmiştir.
Ayrıca kimi şehir insanı, öyle lanetlidir ki lanetli olduğunun farkına varmaz, kör gözüm parmağına, kafasına taktığı birini her önüne gelene kötüleme içgüdüsü ile hareket edip bu durumdan kazançlı çıkacağını düşünür.
Oysa tabiat insanı olsa bu tür aşağılık girişimlere tenezzül etmez, etmeyi düşünmez.
Kendisine ‘o işini bilir, o akıllıdır, o altta kalmaz’ gibi laflar edilmesinden aşırı haz alıp daha da bileylenir, dişleri köpek dişi olmuştur, iğnesi arı iğnesi gibidir soktuğunu öldürmez belki ama kendisi kendisi gibi olmayan veli insanların gözünde ölür!
Diğer şehirliler tarafından çok sevilir bu tür şehirliler. Herkes kendisi gibi olanı sever. Ondan strateji ve teknik öğrenirler. Ortada bir ceset, kim daha fazla diş geçirirse o kadar mutlu olurlar.
Kimisi de sinsidir, el altından destek verirler ama verilen desteğin bilinmesini istemezler. Et görünce kuyruk sallayan salya akıtan köpek gibidirler, kendilerini saklamış olsalar da salya ve kuyrukları kendilerini ele verir.
Şehirliler tabiatın bağrına çıktıkları zaman kendilerinden utanırlar ama şehre indiklerinde kaldıkları yerden devam ederler, akıl ve zekaları onları stratejik davranmaya iter, çok akıllıdır onlar zira.
İbni Haldun Emmim der ki netice olarak,
Tabiat insanı şehirliden daha yakındır hayra.
Tabiat insanı da yanlışa düşebilir ama eğitimler neticesinde şehirlilerden daha önce kurtulurlar yanlıştan.
M’S

Facebook yorumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir