ÇIĞLIK

ÇIĞLIK
İçsel çığlıkların harmanlandığı, korkudan tir tir titreyen halkın dışavurumlarıyla yankılanan ebedi olmayan bir sesin içerisindeyiz.
Nerede bunu durduracak kuvvet? Bu katliamı durduracak güç; gel!
Sesler duyuluyor belki, ama geriye sadece vicdan azabı ve çaresizlik kalıyor.
Bu yalvarışlara, bu haykırışlara gel. Bir şey yapacakmış gibi yapma, yap!
Güç nedir?
Yaratılışın getirdiği kuvvettir. Güç bir haykırıştır. Benzerinin esas olmayan getirimiyle çığlığı esas alan bir yapıdır. Sessizlikten korkmayanlar içindir güç. Bir varoluş sanatıdır. Yeri geliyor, her şeyi sanata bağlıyoruz. Sessiz kalmamanın, her zaman haykırış halinde olmanın büyüklüğü de bir sanattır.
Ses çıkarmaktan bahsediyorum. Konu buralara gelince her şey değişir. Sanat deyince sakın aklınıza sanat gelmesin.
Sessizliğin dayanılmaz kabuğunu delen, yaşamları kurtaran, insanların haykırışlarını duyuran bir araçtır.
Sanat, bu büyüklüğü taşıyan ruhların içerisinde barındırdığı güçtür. Kimse çıkıp da gereksiz mevzulardan bahsetmesin.
“Biz ölmekten beteriz,” demişti bir sakin.
Evet, sakin dedim çünkü bu tür kabuslara teslim olmuş, hareketsizliği bir inanca dönüştürmüş insanlar sadece yaşamakla yetinir ama aslında çoktan vazgeçmişlerdir. Sessiz kalmayı, korkaklığı kendine şeref bilen bir ruh hâlidir bu. Bu tür acziyete sahip mahlukatlar pasifliğin şiarını benimsemiş, umudu terk etmiş ruhlardır.
Hani zavallı buluyorsunuz ya siyonizme esir düşen o bebekleri, anaları, yaşlıları ve hayvanları… Asıl zavallılık senin o kabuslu ruhunda barınan kalbindedir.
Sizin kendinizi bu zavallılık şerefine nail görmeniz kusursuz.
Halen idrak etmekte zorlandığım bir mevzudur.
Düşünüyorum, çabalıyorum; bazı düşünmekten harap olup uyuyamadığım günlerde de idrak etmeye zorlandığım oluyor. Nasıl diyorum, nasıl sessiz kalınır bu katliama?
Senin yapacağın şey sadece bir insaniyet kırıntısı; ellerini dokunmatiğin etrafında gezdirirken bir paylaşım ve dua.
Sen nasıl olur da bu insanlarla birbirini baz alarak ve bunu da çoğu kişiyi sevk ederek, çuvallamada üstünlük gösterip hummasızca hayatını yaşayabilirsin?
Nasıl!
Artık konular da tükenmez. İçsel değil, dışsal bağrışımlarla, birlikteliklerle; beraber savurulacak, mahvolacaksa da, ucunda ölüm varsa da, içimizdeki güçle — ruhaniyetlerle — savaşarak ilerlemenin vaktidir!
Güç nedir?
Varoluşumuzun temelindeki en ince hassasiyettir.
Havvanur Çoban
BAİBÜ Fen Edebiyat Fakültesi
3. Sinif
Türk Dili ve Edebiyatı