BAĞIRARAK ÇİÇEK AÇTIRMAYA ÇALIŞMAK (Deneme)



BAĞIRARAK ÇİÇEK AÇTIRMAYA ÇALIŞMAK (Deneme)
Sen dokunmadan açan çiçek, sen dokunduktan sonra soluyorsa sen çiçeği sevmeyi bilmiyorsun usta!
Uzaktayken daha alımlı, daha etkileyici daha sevimli görünen şeyler, yaklaştıkça daha sevimsiz görünmeye başlıyorsa o da onun kusuru.
İçinde sana dair yarınlar biriktirdiğini düşündüğün insanın sana dair yarını yoksa bu senin boş yere kurduğun hayalin resmidir.
Tahtaya çakman gereken çiviyi betona çakmaya çalışıyorsan o çivi eğilir,
Betona çakman gereken çiviyi de tahtaya çakıyorsan o çivi tahtayı yarar!
Ben istediğim gibi yaşayayım, sen de benim istediğim gibi yaşa! cümlesini kimse kimseye söylemez normalde ama herkes bu cümleye uygun yaşar!
Aksini ispat etsen de inanmazlar.
Herkes kendisinin özverili olduğundan dem vurur, herkes kendisinin verici olduğundan…
Herkes huzur verdiğini düşünür!
Kimi hayatını alt üst ederek, dağı yerle bir ederek çıkar karşına, özveriliyim demez, kimi bir bardak su vermeyi özveri zanneder.
Emir almaktan hoşlanmam diyenlerin emir verdiği bir ortamda emir almaktan hoşlanmam diyenlere gülünmez bile meselâ!
Aklıyla seni alt etmeye çalışan birine hislerinle verdiğin cevap o kişiyi yerle bir eder ama gene aklıyla seni alt ettiğini düşünür.
Dağın tepesinden binbir zorlukla getirdiğin sudan kalkıp bir bardak içmez, o bir bardağı vermedin diye sana tavır yapar insanlar.
”Yaptın bir iyilik, tam yap.” denir. İyiliğin bir ucundan tutmayı akıl edemez o seni alt etmeye çalıştığı müthiş aklıyla!
Bedeni hasta olana yapılan iyiliğin aynısını hastalıklı ruhlara da bekler kimi adalet yoksunu insanlar.
Devletten, amirden, anadan, babadan adil olmasını bekleyen insanlar, kendilerinden beklenen adaleti göstermez meselâ.
Aç bir köpeğe ekmek vermeyi kocaman bir insanlık onuru zannedenin aç bir çocuğu doyurmak nasıl aklına gelmezse etrafındaki gözüne girmeye çalıştığı insanlara yaptığı özverili davranışı huzur bulmaya çalıştığı insandan esirger bizim insanımız.
Yapma dediği şeyi yapmakta üzerine yoktur!
Yap dediği şeyi yapmamakta da!
Kafanın içinde neler olup bittiğini, aklından geçenleri, hayallerini falan öğrenmek için makine icat edilse servetini satar alır o makineyi ama gittiğin yoldan yürümek istemez.
Parmağının ucundaki iğneyle dokunur lâkin canının yanmasından şikayetçi olmanı istemez!
Işığı kapatıp karanlıkta sessizce yere tükürür ve senin bunu hissetmenden rahatsızlık duyar!
Kendi denizine coşkuyla akarken, önündeki tüm engelleri bir bir aşarken senin denizine binbir güçlükle oflaya puflaya akar ve bunun bilinmesine de tahammül edemez!
Yokuşa sürdüğü eşekten at gibi koşmasını bekler.
Saksıdaki çiçeği bağırarak açtırmaya çalışırsan o çiçek uykusundan uyanınca etrafa mis gibi kokular salmaz.
M’S

Facebook yorumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir