Geleceğimiz Ailemiz

Geleceğimiz Ailemiz
Günümüzde “aile” dertli, yorgun ve yıpranmış.
Aile konusu artık milli bir mesele haline gelmiş. İnsanın en önemli ihtiyaçlarından biri bağlanma ihtiyacıdır ve doğumumuzdan ölümümüze kadar kopmayacak tek bağ ise ailedir.
Belki de bundandır ailemize pek tahammül göstermiyoruz. Söyleyeceklerimizi de pek sakınmıyoruz. Zorluklara beraber göğüs germek varken birbirimizle savaşmayı seçiyoruz. Etrafımızdaki kalabalıklar içinde yalnız bir insan olarak buluyoruz kendimizi.
Biz öyle büyüdük ki büyüklerimizin nasihatleri bize küçücük gelmeye başladı. Ne zaman biri nasihat etmeye kalksa ona kızdık “hayatımıza karışmayın” dedik.
“Ne istersek yaparız, biz çok özgürüz!”ve böylelikle kendimizi eti tırnaktan koparırcasına ailemizden ayırdık.
Oysa ailemiz bizim ilk okulumuzdu, oysa ailemiz ile aynı takımdaydık, unuttuk… Büyüklerimizle aramıza uçurumlar koyduk sonra da mutsuzluğumuz bizi o uçurumdan itti.
İçimizde bir boşluk oluştu. O boşluğu bir şekilde doldurmamız gerekti. Çünkü insan bağlanmak ister ya.
Kalbimizi sanal bir dünyaya bağladık. O bize kızmıyor, gerçeklerden uzaklaştırıyor hatta yeri geldiğinde bizi, dünyanın en iyi, en güzel insanıymışız gibi hissettiriyor ama bir şeyler götürüyor bizden de… Zamanımızı, ilişkilerimizi, geleceğimizi…
Aile bizim geleceğimizdir. Aslında biz sadece bugünde yaşamıyorduk. Özgür bireyler olmadan önce (!) bizim bir sorumluluğumuz vardı.
Gelecekteki çocuklarımıza da yaşanabilir bir dünya sunmakla sorumluyduk ama bugün herkes kendi hayatından kendi geleceğinden sorumluymuş kimse kimseye karışamazmış! Sınırlar koyarak kendimizi koruyacağız derken o sınırlar duvar gibi yükseldi önünü alamadık ve şimdi de ne içeriye birini alabiliyoruz ne de dışarı çıkabiliyoruz.
Ayşe Sude Akgül
BAİBÜ Psikoloji 4. Sınıf