AĞRILARIM (Öykü)


AĞRILARIM (Öykü)
Babama ne zaman herhangi bir yerim ağrıyor desem,
”Bizim sülalede var oğlum öyle, hepimizin orası ağrır” der.
Bir gün dedim ki,
Baba ben sana herhangi bir yerim ağrıyor deyince, şunu demek istiyorum: Bana yumuş buyurma, benden üşeneceğim bir şey isteme, benimle ilgilen, ah yavrum falan de, ne bilim ilgileniyormuş gibi yap…
Peki cevabı ne oldu dersiniz?
Kalk bi’ çay koy sonra da bahçeye git bir sürü iş var yapılacak, senin ağrıların mı biter?
Sahiden benim ağrılarım bitmedi hiç.
Kendimi bildim bileli ya başım ağrıdı ya midem ağrıdı ya ayağımdaki nasır ağrıdı ya yüreğim ağrıdı.
İş görmemek için bahane olanları saymazsak ki saymayalım bence, benim her zaman bir yerlerim ağrıdı ve ağrımaya devam ediyor.
Karşı geldiğim için ağrıdı ne yanım ağrıdı ise.
Kokuşmuşluğa, kurulu düzensiz düzene, ezberletilen ve doğru bilinen yanlışlara, sinsice tavırlara falan karşı geldiğim için ağrıdı bir yerlerim.
Suya sabuna dokunmadan yaşamayı, herkese sempatik gelmeyi, kimilerine itici olmamayı, herkesin hoşuna gidecek şeyler yapmayı ya da söylemeyi ya da yazmayı, iyilerle de kötülerle de iyi geçinmeyi, ortalama bir insan olmayı ben de bilirdim, aklım yetiyordu tilki gibi kurnaz olmaya, kırlangıçlar gibi kiminin altından, kiminin üstünden geçmeye kafam basıyordu.
Yabana atılmayı, itici tiplere itici olmayı göze alacak şekilde yaşamak, bilinçli bir seçim değildi.
Geçmişten günümüze kadar süre gelen bir birikim sonucu kendiliğinden şekillenen bir durumdu.
Biriken bu ağrılar belirli bir zaman sonra bu ağrıların sahibini uzlete hasret bıraktı.
Bir gün ben ağrılarımdan şikayetçi olmadığım halde babam geldi dedi ki senin şuran ağrıyor, niye demiyorsun?
“Bizim sülalede var, hepimizin orası ağrır” diyecektim tam…
“Bizim sülalede sen gibi bir tip yok, sen ne yedin ne içtin de böyle her yeri ağrıyan bir tip oldun, deyiverdi…
Herkes ortadaki bir şeyleri kapışmaya çalışırken sen kapışanların halini izledin,
Kimseden su istemedin, çay istemedin, kalkıp kendin aldın, kimseye minnet etmedin, alttan almadın, üste çıkmadın, yukarıdan bakmadın, bildiğin tuhaf bir tip oldun başımıza…
Gel deyince değil, gelmek isteyince geldin, git deyince değil, gitmek isteyince gittin…” dedi.
Eklemek istediğin başka bir şey var mı baba dedim.
“Kendinden başka kimseye zararın olmadı, bize verdiğin tek zarar da buydu: Sana üzülmek.” dedi.
M’S

Facebook yorumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir