İHTİYAR AKŞAM
Sessizce köşesine çekildi ihtiyar akşam
Gözlerini kapayıp yudumlayarak çayını
Elinde tesbih taneleri darmadağın oluverdi
Sabır taşı olsa, o da çatlayacak
Gözlerini kamaştıracaktı yıldızların
Gece bir Haziran aceleciliğle gelip
Öptü akşamın ihtiyar gözlerinden
Gözlerim kapalıydı ben bi’şey görmedim
Tüm bunlar gecenin uydurması dediler
Sabırla olgunlaşmayan ekşimsi koruk
Gecenin yadına düştü!
Yâd elleri vardı üstelik
Onu da görmüşler
Gözlerinden öperken akşamın gece
Alnına sürmüş ellerini…
Akşam niye iflah olsun ki hem?
Sıla desen değil, gurbet hiç değil
Neydi ağartan akşamın saçlarını
Ve dûçar kılan geceye?
Sakallarından tel tel yolunan yıllar
Gözlerinden ırmak ırmak akan yalnızlık mıydı?
Elleri de titremeye yüz tutmuş
Elleri ensesinden tutmuş hayatın
Dipte deprem
Yüzünde bahar kargaşası!
Hayat kıyısındaydı dikenli tellerin
Akşamın geceye kıyısındaydı
Sokulup mahşerine
Kalabalık etmek istemem dedi
Sizin cennetinize!
M’S


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir