istikrar
 
 
İSTİKRAR İÇİN ŞU ANKİ MUHALEFET ŞART
Zamana hükmedemeyenler, zamana sözünü geçirenlerle dalga geçtiklerini sanırlar.
İtin aya ürmesi gibidir kimilerinin tavırları.
Ya da kaçırdıkları trenin arkasından koşan, koştukça yorulan ve bir türlü o trene binemeyen, arkasından aval aval bakan öküz gibidirler.
Kaldı ki bu insanlar, kendilerini acayip gülünç duruma düşürürler ve bu düştükleri durumu da asla kabul etmezler. İşin en hoş tarafı da bu olsa gerek.
Kimlerden mi söz ediyorum?
Ülkemizde kendilerini muhalif olarak konuşlandıran, muhalif olmakla kalmayıp da güya sert, etkili ve zekice muhalefet ettiğini düşünen güruhtan.
Yıkılacağını çocukların bile bildiği kumdan kaleler inşa etmekte beis görmeyen tiplerden.
Sokak serserilerinin bile artık racon kesmediği ülkemizde, kendilerine bir yer edinmek adına, külhanbeyi tavrıyla muhalefet ettiğini düşünen bağzılarından.
Kocaman kocaman adamların başka işi gücü yokmuş gibi, kalkıp meydanları talan ederek hükümet düşürme gayreti güdenlerden.
İktidara gelirken hiçbir gayr-ı meşru yola başvurmayan bir partiye, sokaklarda tencere tava çalarak gününü göstermeye çalışan aklı evlerden.
Ağızlarından köpük saçarak televizyon ekranlarında arz-ı endam eden sanatçı bozuntularından.
Hükümete destek verip kendilerine köstek olan herkese yalaka diyen, kendilerine yaltakçılık ve yalamalık yapan herkese de kol kanat geren soysuzlardan.
Ülkenin gelişmemesi için her türlü şerefsizliği yapmakta beis görmeyen, ümükleri sıkılınca da “özgürlük” diye bağıran had bilmezlerden.
Yol, köprü, havaalanı, fabrika, santral, konut yapmayı beceremeyen ülkenin kanını sömüren hiçbir iktidara gıkını çıkarmayıp da, sanki yeni yol yapılıyormuş, ağaçlar yol yapımı için yeni kesiliyormuş gibi, akılları başına gelip de güya çevreci oluveren ama insanların katledilmesi konusunda tek bir satır kalem oynatmayan satılmış gazetecilerden.
Komşularla iyi geçinelim, sıfır sorunla dış politika yapalım diyen hükümete, Türk’ün Türk’ten başka dostu yok deyip, eksen kayması yaşıyoruz deyip muhalefet eden, halkına zulmeden zalimlere karşı düşmanca tavır sergileyen hükümete, sana ne! diyecek kadar kendini ve haddini bilmez siyasetçilerden.
Cepheye giden başbakanın ardından, o herif gibi durmadı ben gideceğim görün heriflik nasılmış diyerek, büyüklerin peşinden tepinen çocuklar gibi cepheye koşan, kum torbalarının önünde ayakta poz veren zihniyetten. (Kümeste savaş kazananları da vardı bunların.)
Senin işin Türkiye, Filistin değil, diyerek başbakanla kafa bulmaya çalışırken, bana ne bana ne ben de Gazze’ye gideceğim, diyecek kadar kendini inkâr eden tiplerden.
Bu tiplerden neden mi söz ediyorum?
Hepsini çok seviyorum da o yüzden, şaka değil gerçekten seviyorum.
Bunlar olmasa ülkemiz ayağa nasıl kalkacaktı?
mustafasus@hotmail.com
www.mustafasus.com
 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir