KULAK TIRMALAYAN GEÇMİŞİMLE


KULAK TIRMALAYAN GEÇMİŞİMLE

Birkaç söz biriktirmiştim
Nasılsa tutarım belki diye acılarının eteğinden
Günden güne eksiliyordum doğaldı yaşananlar
Senin de git gide eksiliyor olmandandı biriktirmelerim
Ne kalır geriye bilemem, kimse bilemez
Aklı olanlardanız belki
Akli dengesi yerinde olanlar acıya bıçak bilemez!
Böyle bir gecede, martılar çığlık çığlığa
Ve bana Mart’ın dördü dediler
Ne senin haberin vardı geldiğinden
Ne de görevli meleklerin
Ben hangi sancıların sanrısını gördüysem
Yıldızlar da şahit oluyordu buna
Dağları alıp getirsem
Dere biterdi ayaklarının dibinde
Kime serzeneyim ki şimdi ben
Kim anlar senimden?
Ölür ya Azrail bile
Öyle demişlerdi, duydum
Duydum lakin görmedim seslenişlerini
“Benden olmaz” diye diye
Sen’den, oluyordu tüm karmaşa
Sen hangi acıya gebeydin
Hangi vuslatı doğuruyordu gözlerin?
Kalkıp gitmek kolay mı sanıyordun?
Hem yarım aklımla
Dengesini bile kaybetmiş aklımla
Sen bende neyi sınıyordun?
Oldu olacak doğsun güneş
Ayan beyan olsun üzeri örtülmüş çingenenin kavruk yüzü
Bir deve değil bin deve gelse
Hendekler kavuşur da
Sözlerim kavuşmaz gitmesi gerektiği yere!
Bir Mart daha başladı
Gözlerinden akan bir mevsim
Yeşili ve mavisiyle bendeki denizin
Al denizimi
Dağlarımla baş başayım ben
Bilinmezlik bu kadar da geçim ehli işte
Rölantide alışılmadık sesler
Kulak tırmalayan geçmişimle
Kaybolmak istiyorum sözlerin ahenginde!

M’S


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir