Mustafa Süs

KIRK YAMALI HIRKA (Öykü)

Ocak 25
20:01 2018
Paylaş

KIRK YAMALI HIRKA (Öykü)
Kulaktan dolma bilgilerle bak hayata dedi usta!
Hayat sana çelmeyi takıp yüz üstü düşürüp kırınca ağzını burnunu zaten öğrenirsin kalkmak için kulaktan dolma bilgilerin bir işe yaramayacağını ve merhamet yoksunu insanların sana kulaktan dolma bilgilerle nasıl zulmedeceğini de öğrenirsin. Hem de en merhametli görünen yüzleriyle!
Usta be!
Sana hiç çelme taktı mı hayat?
Yok be oğlum, ne çelmesi takacak hayat bize, biz zaten ağır adımlarla yürüyoruz, koşan insanlar düşer çelme takılınca!
E nereden biliyorsun o zaman usta, kulaktan dolma, elden sarma gibi laflarla ha bire ahkam kesip duruyorsun?
Gel bir sandalye çekip yanıma, dökme çayı üstüne, bak dışarıya, şu koşuşturup giden insanların seyret halini, soğutma ama çayını…
Soğuk zaten hava, ısıtsın içini…
Şu el ele giden sevgililer var ya, görüyor musun, bak tükanın köşesinde, demin yüzlerinde ciddi bir tebessüm vardı, git gide burukluk gösterdi yüzleri ve köşede şimdi birbirinin ellerini bıraktılar.
E ne var bunda, oğlan sigara yakmaya çalışıyor, el ele iken nasıl yaksın ki sigarayı usta diyeceksin.
Evet tam onu diyecektim.
Bak ben ne diyeceğini bile biliyorum.
Oğlum, düşün! İnsanın elinde yareninin eli varken sigaraya ihtiyaç duyar mı?
Duymaz mı usta?
Duymaz tabi manyak. Dünyaya sağır kesilir, duymaz hiçbir şey.
Bir de şu yönden bak olaya, insan niye sevgilisinin elini tutma ihtiyacı hisseder?
Bir şeyler kanıtlamak için. Sevgisini meselâ. Sevgi kanıt ister mi?
İstemez mi usta?
İstemez tabi canım benim.
Bak boşver sevgilileri şimdi, şu yalnız yürüyen adama bak, elleri cebinde, paltosunun yakasını dikmiş, hafif kambur olan var ya?
Evet usta?
İşte o adam, pencereden çok bakmış dışarı ve ağır adımlarla yürüyerek meydan okuyor hayata, haydi gel tak çelmeyi de görelim, der gibi.
Ve dikkat edersen çok da şık giyinmiş, saçı sakalı traşlı ve o adamın dışarıda normalde işi yok ama dolaşıyor.
Ya evden kaçmış ya işten kaçmış.
Ama bugün tatil usta? İşten kaçmış olamaz.
Yavrum saf saf konuşma.
Bu insanlar geçmişten, dünden aylardan, yıllardan önce yedikleri çelme ile yaşarlar.
Bu tür insanlar herhangi bir acının üstüne sigara içmezler.
Acı yıllanmadan surat asmaya lüzum görmezler.
Çay söyle sinir etme beni!
Tamam usta!
Usta, bak ne diyeceğim?
Ben bakmadan diyemiyor musun?
Usta şakanın sırası mı şimdi, ciddi bir şey konuşuyoruz?
Şakanın her zaman sırası oğlum. Şaka olmadan bu yük çekilmez!
Hangi yük usta?
Bak vururum bardağı yüzüne, şaka yapma bana!
Ama usta sen şakanın sırası dedin her zaman?
Dinle oğlum.
Biz çelişkilerle dolu insanlarız, çelişki olmadan beynin çalışmaz, önce çetrefilli yollarda kaybolman lâzım ki bir dahaki sefere daha dikkat edesin.
Şu çocuğuna balon alan anneye bak, aslında o çocuğuna balon almıyor.
Ne alıyor usta, düpedüz balon, baksana!
Hayır evladım, o kadın çocuğuna baba alıyor.
Zamanında eve getirmez ettiği ve evden kaçmasına sebep olduğu babayı, balonla kandırmaya çalışıyor.
Ama usta, babası belki kötü, tahammül edilemez biriydi, niye direk kadını suçluyorsun? Diyeceksin…
Evet diyecektim.
Biliyorum.
Baba ne kadar kötü olursa olsun, çok büyük günahların pençesine düşmemişse o çocuk hatrına o babaya tahammül edilirdi.
Dikkat edersen kadına ANA demedim, anne dedim.
Çocuğu için kötü erkeğe tahammül eden kadına ANA denir çünkü.
Anne ise, bulduğu her fırsatta çocuğun babasına psikolojik olarak zulmedip babasını evden uzakta tutan kadındır.
O çocuk balonla mutlu olacak öyle mi?
Evet geçici bir süre, ağrı kesici etkisi gibi mutlu olur ama bir ömür o anneyi affetmez!
Ama cennet annelerin ayakları altında idi hani?
Lan yürü git,
Cennet ANALARIN ayakları altındadır annelerin değil. Hadisin bile içini boşaltıyorsunuz!
Tamam usta kızma!
Sen soru soracaktın az önce?
Sorularımın cevabını artık kendim arayacağım usta.
Ben çay içerken kafamda şimşekler çaktı, sağ beynim sol beynimle yer değiştirdi, çok çay içtim ama hiç böyle olmamıştı.
E anladın yani, marifet çayda değil, çayı kiminle içtiğinde!
Usta o değil de, şimdi bu hikayeyi okuyanlar, burada geçen çaya kafayı takıp asıl mevzuları ıskalayacak ona bozuluyorum ben.
Hayır evladım öyle düşünme!
O mevzuların içinden çıkamayanlar kafayı çaya takmış gibi yaparlar.
Kim üstüne giymek ister ki kırk yamalı hırkayı!
E sen giyiyorsun ama?
Beni karıştırma!
M’S

YORUM

ŞAŞKIN KELİMELER

Gazeteler

Aylık Arşiv