Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

Feneri vakıflara çevirerek suçu gölgelemek (Habervakti 24.12.2025)

M süs 1

CHP Milletvekili Hasan Öztürkmen, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında; Türkiye’de resmi kayıtlara göre 6 bin 284 vakıf bulunduğunu, bunların 345’inin vergiden muaf olduğunu ve bu muafiyet tanınanların yarısının da dini vakıflardan oluştuğunu ifade etti. Öztürkmen, Cumhuriyet gazetesinin haberine atıfla; vergiden muaf cemaat ve tarikat vakıfları olduğunu belirttiği uzun isim listesini kürsüden toplantı salonuna yayarak; “Cemaat vakıflarına bağlı ‘şeyh holdingleri’ ve tarikat şirketleri milyarlar kazanıyor, bağışlarla devasa servetler biriktiriyor ama beş kuruş vergi ödemiyorlar” iddiasında bulundu ve hedef aldığı vakıfları tek tek saydı.

İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH)’dan Ensar Vakfı’na, oradan Mahmud Esad Coşan Eğitim Kültür Dostluk ve Yardımlaşma Vakfı’na kadar bazı vakıfları özellikle zikrediyor. Kullandığı dil ve üslup açısından eleştiri sınırlarını aşarak, bu ve benzeri vakıfları sanki “illegal” işler peşinde koşan yapılarmış gibi lanse edip üstenci bir dil kullanıyor.

Bunu yaparken; bu vakıflar gibi vergiden muaf olan onlarca seküler, laik ve Kemalist çizgideki diğer vakıfları nedense hiç zikretmiyor.

Mesela, Yahudilerin 1492’de İspanya’dan sürgün edilenler adına kurulan 500. Yıl Vakfı‘ndan bahsetmiyor. Aydın Doğan Vakfı‘nı, Ferit Şahenk Vakfı‘nı, Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı’nı, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı’nı, Florence Nightingale Hemşire Mektepleri ve Hastaneleri Vakfı’nı, İhsan Doğramacı Eğitim Vakfı‘nı ve daha birçoğunu ağzına bile almıyor.

Eğer ortada kazanılmış bir hak varsa ve o hak kanunlar çerçevesinde takdir edilmişse; bir vekile düşen, adalet ölçüsünde ve hakkaniyet merkezinde durmak değil midir? Ama belli ki sayın vekilin maksadı başka! Bir ayrıştırma ve kötüleme dilini özellikle kullanıyor.

Bilirsiniz; elinizde bir çamur varsa ve o çamuru karşı duvara atarsanız, duvara bakan herkes orayı kirli görür. Ancak sadece elindeki çamurun kendisine ait olduğunu bilenler, o çamuru atanın da ne kadar kirli olduğunun farkındadır. Onlarca yıldır devletin her kademesini iliklerine kadar sömüren, yarasa gibi milletin kanını emenler, şimdi kalkmış dini cemaatlerin vergiden muaf olduğundan dem vurmaya başlıyor.

Kendi itirafları yazının başında var: Vergiden muaf dediklerinin yarısı zaten dini cemaat vakfı değilmiş. O itirafı işine gelen görmez ama hakikat bekçileri görür. Madem öyle, diğer yarısını da yazsanıza! Kimler varmış başka vergiden muaf olanlar arasında?

Yukarıda yazdık; vakıf demek, adı üstünde “millet hayrına iş yapan” demektir. Bütçeleri bağışlardan oluşur, her türlü hizmet “gönüllülük esasına” dayalıdır. Sadece çalışanları ücretlidir; onların maaşları da o bağışlardan karşılanır. Bir kurumun hem millete karşılıksız hizmet edip hem de vergi vermesi düşünülemez.

Şuna da dikkatinizi çekelim: Vakıflara vergi muafiyeti tanınmasının önünü açan ve Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik yapan ilk kapsamlı düzenleme olan 903 Sayılı Kanun, 13.07.1967 tarihlidir. Sanki bu düzenleme yeni çıkmış gibi lanse etmeye çalışıyorlar. Yukarıda belirttiğimiz gibi; bataklıkta çırpınan bu kesim, eline balçığı alıyor ve önüne gelene sıvamaya çalışıyor. Suçlamaların içine birkaç tane de “suret-i haktan” cümle serpiştiriyorlar ki insanlar bunlara “doğru söylüyor” desin. Hayır, doğru söylemiyorlar.

Dertleri sahiden millet olsa, milletin sırtındaki yük olsa; önce belediyeleri arpalığa çevirenlere laf ederlerdi. Oysa onları her fırsatta, hem de en pişkin halleriyle koruyup gözetiyorlar. Vakıflardan holdingleşen, bağışlarla haksız bir şekilde zenginleşen varsa yaparsın suç duyurunu, incelenir; adalet de gereğini yapar. Ancak milletin yararına çalışan, öğrencilere burs temin eden, 15 Temmuz’da meydanlara çıkıp hainlere geçit vermeyen, hafazanallah savaş çıksa cephede en ön safta yer alacak olan vakıf mensuplarına ve vakıflara haksızlık etmeye kimsenin hakkı yoktur.

Keşke burs verirken “başörtülü olmama” şartı koşan vakıfları da yazsalardı…

Memleketin en önemli yerleri kendilerine peşkeş çekilirken, ellerinde kadeh, devletin her türlü imkanını kullanırken sesleri çıkmayan güruh, bugün dini vakıfları zan altında bırakmak istiyor. Sizin o kirli dilinizin temizlikten söz etmeye hakkı yok. Kendi vakıflarındaki her türlü pisliği örtmekte mahir olanlar, münferit olaylarla tüm camiaya saldırıyorlar. Bunlar asla kabul edilemez.

Yolsuzluk varsa, hırsızlık varsa, usulsüzlük varsa açarsınız davanızı. Kimse hesap sorulamaz değildir. Ama önce belediyelerden sömürdüğünüz milyarların cevabını verin, sonra sağa sola çamur atarsınız.


https://www.habervakti.com/feneri-vakiflara-cevirerek-sucu-golgelemek

Exit mobile version