Maske ve Arazi…
Sabahın köründe sordum ustama: — “Ustam, bazıları etrafına coşkulu bir kalabalık topluyor, sonra o insanlar birer birer dağılıp gidiyor. Neden?”
Ustam sakin bir şekilde cevapladı, hayret… — “Guzum, lafı uzatmaya gerek yok. Kimi insanlar yeryüzündeki tüm ‘iyi niyet maskelerini’ yüzüne takıp, etrafında —hâşâ— kendisine tapacak bir kitle yaratmaya çalışır.”
Durdu, bir nefes aldı ve devam etti: — “Sonra onların kendisine tapmasını bekler. Tapmayanla ilgili de hemen fitneye, tezvirata başlar. Ama gün gelir; o maskenin ardındaki gerçek yüzü (arazı) görenler, ‘arazi’ olur birer birer…”
Sordum: — “Ustam, arazi olmak nedir?” — “Ne olacak; gerçek ‘arazı’ görenlerin kaçtığı yer! Şaka bir yana, askerde gözden kaybolup kaçılan yere arazi denir guzum. Tabii sen 25 gün askerlik yaptığın için bilmezsin…”
— “Ustam yapma, bedelli sanacaklar!” dedim. Ustam yapıştırdı cevabı: — “Bana kahramanlık taslama! İmkanın olsa sen de yapardın, hele ki askerliğin zulüm olduğu zamanlarda…”
Boynumu büktüm, sustum. — “Sınanmadık, haklısın ustam…” dedim.
M’S

